Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zenc İsyanı Üzerine Notlar

Resim
Abbasi dönemi mühim isyanlarından biri olan Zenc hareketi, adını malundur ki zenci kölelerden almıştır. Her ne kadar zenci bir öndere sahip değilse de.  Emevilerin son dönemi ile ilk başta Abbasoğulları ile işbirliği yapan kesimler sonrasında Abbasilere karşı ciddi direnişler gerçekleştirmiştir. Kapıyı ilk olarak  Babek el Hürremi açmış, ardından ise zenc isyanı ve devamında karmatilik gibi batıni akımlar ilk dönemde İsmailiye mezhebinin teolojik etkisi ile isyan etmişlerdir. Elbette bu tip isyanların sosyo-politik sebepleri, teolojik sebeplerinden daha fazladır. Ancak ne var ki orta çağ İslam dünyasının ve tüm geçmiş medeniyetlerin hegemonya kurma unusuru olan ''din'' ve teolojik temel bu tip hareketlerden bağımsızdı denilemez. Her ne kadar teolojik; açıkça yazmak gerekirse İslami bir yönü olmamalarına rağmen. Tabi bu zihniyetin devamı sonrasında safeviyye hareketi ve şah ismail ile devam etmiştir. Kısaca yakın tarihimize de yansımaları olmuş, günümüzde ise anadolu al

Başarılı Bir İntihal: İlahi Komedya

Resim
İtalyanlar’ın en büyük şairi ve dille­rinin yaratıcısı saydıkları, bir bakıma İtalya'nın Firdevsi'si sayılabilecek biri olan Dante'nin eseri üzerine yapacağımız bu incelemede, ilk olarak alışılagelmiş biçimde İlahi Komedya'yı Dante'nin eseri olarak adlandıracağız. Bu ''eseridir'' tanımını sıradan ve zorunlu bir tanım olarak algılayın, aşama aşama açıklayacağız çünkü. İlahi Komedya'ya gelecek olursak İtalyan edebiyatının ana kaynakların­dan, batı edebiyatının da önemli eserle­rinden biridir. Hatta o kadar ki İlahi Komedya Kitab-ı Mukaddes'ten sonra en çok okunan kitap olmuştur asırlarca Avrupa'da. Astral seyahate benzer bir yolculuğu konu edinen İlahi Komedya eseri dünde ve bugünümüzde yankı uyandıran eserlerden biridir bilindiği gibi. Hatta Türk şiirinin çınarlarından Cahit Sıtkı'nın 35 Yaş şiirine konu olması da bunu gösterir. Nitekim Türkiye'de Dante'yi ve İlahi Komedya'yı 35  Yaş şiirinin içindeki yıldızlı bakınızlar sa

Babek El Hürremi ve Hürremiler Üzerine Notlar

Resim
                      İnsanlık tarihi sürekli olarak çatışmaların, kavgaların; güç devşirme siyasetlerinin sahnesi olmuştur. Bir de buna dinler tarihi açısından baktığımızda ise adeta karşımıza bir ''kan imparatorluğu'' çıkmaktadır. İşte Babek El Hürremi'de tarihteki ''kan imparatorluğu'' hegemonyasının kurbanlarından biridir. Kimdir Babek? Hangi amaca binaen 23 yıl çok kanlı bir şekilde ve ciddi bir direnişle süren bir hareket başlatmıştır? Referans aldığı temel değerler nelerdir? Şovenizm mi Teokrasi mi yoksa gerçekten sınıf savaşı veren bir devrimci mi? Babek'i tanıyabilmek için,  öncelikle Babek'in fikir dünyasına etki eden  olaylar ve yetiştiği coğrafya; o coğrafyanın İslam öncesi ve sonrası sosyo-politik durumu; Babek ve hareketinin hangi referanslarla yola çıktığı mühimdir. Öncelikle açığa kavuşturulması gereken bir durum var ki Babek El Hürremi bu başlıkta bazı makalelerde ve forumlarda bahsedildiği gibi bir Türk ve ya &#

Haydut Kabilenin Hakperest Evladı: Ebu Zerr El Gifari

Haydut kabilenin hakperest evladı... Kendisini bu şekilde niteliyorum, çünkü mensubu olduğu Ben-i Gifar kabilesi, biz müslümanlarda olduğu gibi, müşriklerde ve hanif dini mensupları içinde kutsal olan haram aylarda bile baskın yapmaktan, yağmacılıktan hatta ve hatta tüccarlardan haraç almaktan ve yol kesmekten geri durmayan bir kabileydi. Bu öyle bir kabileydi ki, kabileler arası ticari sebeplerle çıkan savaşlarda, kan davalarında bir bakıma ''kiralık katil'' ihtiyacını karşılıyorlardı. Herhangi birine suikast düzenlemek isteyen Gifariler'e giderdi  ya da Mekke'nin sözü geçen tüccarlarından biri rakibi olan diğer kabilelerin ya da Mekke'ye dışarıdan gelen tüccarların önünü kesmek için Gifari'lerle anlaşırdı, Gifariler ise yağmalama görevini yerine getirdikten sonra kendi paylarını alırdı. Cahiliye döneminin ''mafyası'' demememiz yerinde olacaktır Ebu Zerr'in mensup olduğu kabile için. İşte o yüzden eşkiya kabilenin hakperest oğlu tan

Ali Şiası Safevi Şiası Üzerine Notlar

Din, sosyal algılar; dinlerin millileşmesi; milli din algısı ve bu paralelde kanalize edilen halklar ve bunların ayrımına varabilmek açısından teolojik olmasından çok sosyo-politik bir nitelik taşıyan Ali Şiası Safevi Şiası, aynı zamanda dinler tarihi açısından da kaynak oluşturacak bir eserdir. Bu bakımdan çok yönlü bir kitap olduğunu söylemek doğru bir tespit olacaktır. O kadar ki Ali Şeriati'yi Ali Şeriati yapan eserlerden biridir dememiz abartı olmayacaktır. Nitekim bir düşünür kendi toplumunda ve kendi fikirleri karanlığa gömülerek hiç sorgusuz sualsiz recm ediliyorsa, işte o aydın, o kalem; kesinlikle doğru yoldadır. İşte Şeriati'nin bu eseri de bir bakıma ''kral çıplak'' diye bağırmak gibi bir şeydir bu sebepten. Bir sosyolog olması ve din sosyolojisi, dinler tarihi hakkında ciddi çalışmaları olması bu eseri kaleme almasında, alabilmesinde   etkendir aynı zamanda. Tamamı ile belli noktalarda kritik düşünmüş; alışılageldik mezhepsel taassup bir kenara

İlkel Komünal Bir Hareket: Mazdek İsyanı

Resim
Teolojik temelini Maniheizm'in kurucusu Mani'den alan, ancak Mani'nin dualist teolojik öğretisini farklı bir içeriğe büründürerek Sasaniler döneminde ortaya çıkan, tarihte ilk denilebilecek ilkel komünal nitelikli isyan mazdek isyanıdır. Zerdüşt bir rahip olan Mazdek ya da kaynaklarda çeşitli şekillerde görüldüğü gibi Mazdak; Sasaniler dönemindeki Zerdüşt din adamlarının toplum nazarındaki konumunun ciddi şekilde sorgulanmasını, yönetimin ve kurumsallaşmış Zerdüşt dini algısının toplumu fakirleştirdiği, yozlaştırdığı hatta ve hatta ''din yoluyla'' halkların sömürüldüğü gerekçesi ile -ayrıca doğrudur- toplumsal bir hareket başlatmıştır. Tabi ki bu toplumsal hareketin teolojik bir temeli de vardır, elbetteki Maniheizm yani Manicilik. Nitekim Manicilikle ciddi benzerlikleri olan bu hareketin Mani'den etkilendiği barizdir. Mesela aynı şekilde ressam Mani'de Pers İmparatorluğu döneminde kurumsallaşan ve bu yolla halkı belli bir amaca kanalize eden