Başarılı Bir İntihal: İlahi Komedya

İtalyanlar’ın en büyük şairi ve dille­rinin yaratıcısı saydıkları, bir bakıma İtalya'nın Firdevsi'si sayılabilecek biri olan Dante'nin eseri üzerine yapacağımız bu incelemede, ilk olarak alışılagelmiş biçimde İlahi Komedya'yı Dante'nin eseri olarak adlandıracağız. Bu ''eseridir'' tanımını sıradan ve zorunlu bir tanım olarak algılayın, aşama aşama açıklayacağız çünkü. İlahi Komedya'ya gelecek olursak İtalyan edebiyatının ana kaynakların­dan, batı edebiyatının da önemli eserle­rinden biridir. Hatta o kadar ki İlahi Komedya Kitab-ı Mukaddes'ten sonra en çok okunan kitap olmuştur asırlarca Avrupa'da. Astral seyahate benzer bir yolculuğu konu edinen İlahi Komedya eseri dünde ve bugünümüzde yankı uyandıran eserlerden biridir bilindiği gibi. Hatta Türk şiirinin çınarlarından Cahit Sıtkı'nın 35 Yaş şiirine konu olması da bunu gösterir. Nitekim Türkiye'de Dante'yi ve İlahi Komedya'yı 35  Yaş şiirinin içindeki yıldızlı bakınızlar sayesinde kitapların dipnotlarından öğrendik çoğunlukla. Öyle değil mi?

Ayrıca Dante'nin İlahi Komedyasının aslı La Divina Commedia'nın orijinal ismi Commedia'dır. Divinia eklemesi daha çok metafiziği çağrıştıran bir unsur olması dolayısıyla Dante'den yüzlerce yıl sonra baskılara girmiştir. Halbuki Dante bizim ilahi komedya olarak bildiğimiz eserinden ''kutsal şiir'' olarak bahseder mektuplarında.

Dante ve eseri olarak bildiğimiz İlahi Komedya'sından kısaca söz ettikten sonra asıl konumuza gelmeliyiz ki o da şudur; tarihin tüm dönemlerinde, tüm kültür etkileşimlerinde olduğu gibi, yüzyıllardır avrupalının gözümüze gözümüze soktuğu Dante ve İlahi Komedyası antik İran dönemi, dini-siyasi bir eser olan Ardavirafname'den intihal edilmiş bir manzum eserdir. Bunu yazımın diğer kısımlarında örneklerle açıklayacağım ve detaylandıracağım.

Ardavirafname'den kısaca bahsedelim, kendi başlığında daha detaylı bilgi vermeyi düşünüyorum şimdilik kısa bir anektod olarak Ardavirafname İranlı mubed(zerdüşt din adamı) Ardaviraf'ın metafizik evrene gerçekleştirilmiş bir yolculuğu göklere yükseliş serüveni, iyi ve kötü ruhların öteki alemlerdeki makamları ve konumları konusunda ayrıntılı mitolojik bilgilere yer veren, Sasaniler döneminde kaleme alınmış antik pehlevice bir eserdir.
Eserin asıl amacı ise Büyük İskender'in İran'ı ele geçirmesi; avesta ve zendleri ortadan kaldırmasının ardından bir bakıma inzivaya çekilen Ardaviraf uhlar alemine gider, zerdüşt dinine ait tüm öğeleri direkt Ahuramazda'dan almak adına 7 gün uykuya yatar ve sonunda metafiziksel aleme adım atar ve insanların kutsal kaynaklarının tahrif edilmesinden dolayı manevi boşluklarını giderecek bilgileri hikayeye göre bu astral seyahat sırasında edinir ve Ardavirafname'yi kaleme alır. Bir bakıma İran halkının ikinci zerdüştü denebilir Ardaviraf için. Bu yolculukta Ardaviraf'a Suruş ve Tanrı Azer yardımcı olurlar Ahuramazda'ya ulaşması için.

Kısa bir not olarak eklememiz gerekir ki -ardaviraf başlığında daha ayrıntılı anlatacağım- Ardaviraf'ın bu hikayesi İslam'daki versiyonu ile Peygamber'in miraca çıkması hikayesine oldukça benzer. Mesela Ardaviraf önce Cinvat Köprüsünden geçer. Yani İslami versiyondaki Sırat Köprüsü'nden.
 Ardaviraf ise  bazı makamları dolanır kutsal kişilerle görüşür ve bilgileri elde eder sonunda ise Ahuramazda'yı görür. Tam olarak Peygamber'in diğer peygamberle görüşmesi ve sonunda Allah'ı kalın bir perde ardından görmesi hikayesinin aynısıdır. İslam edebiyatındaki Miraçnamelerinin kaynağı yine Ardavirafname ve dolayısıyla antik İran mitolojik kültürüdür. Nitekim sırat köprüsü hurafesi ve miraç masalının kökeninin nereden geldiği böylelikle ortaya çıkmaktadır. Miraçnamelerdeki anlatılar birebir Arfavirafname'ye benzer. Zaten yazılarımın geneline baktığınıza İslam algısını özellikle Anadolu İslam algısını İran antik kültürünün yoğurduğunu göreceksiniz. Miraç hikayesi de o etkileşimin sonucudur. Ardavirafname'ye ve ilahi komedyaya dönecek olursak;

Dante'nin ilahi komedyasındaki cennet, cehennem ve araf yolculukları da birebir aynıdır. Nitekim Suruş ve Tanrı Azer Ardaviraf'ın elinden tutup onu ilk olarak hemistekan'a yani araf’a götürürler. Cennette, dünyada yaptıklarının karşılıkları olarak aldıkları ödüllerle mutlu halkının yaşadığı insanları gördükten sonra Ahuramazda’nın makamına vardılar. İyilerin yerlerini gösterip ardından onu cehennemliklerin durumlarını görmesi için cehenneme götürdüler. Cehenneme gider, oranın karanlığını, ateşini ve dondurucu soğuğunu görür. Günahkarların, yaptıkları karşılığında verilen cezaları nasıl çektiklerini izler. Yedi gün-yedi gece boyunca süren bu gezisinden sonra Suruş ve Tanrı Azer, onu Ahura mazda’nın huzuruna götürürler. Ahura mazda, ona ve zerdüşt inanırlarına “cehenneme düşmemek için doğruların yolundan gitmelerini” emreder ve Ardavirâf, dünyaya döndüğünde bu gördüklerini anlatırı ve yazıya geçirir. Tam olarak ilahi komedya'daki sembollerin aynısı...

Bu hikayenin Dante'nin İlahi Komedyasında geçen versiyonuna baktığımızda ise;
1300 yılında 7 nisanı 8 nisana bağlayan cuma gecesi Dante 35 yaşındadır. Karanlık bir ormanda yolunu şaşırır ve uykulu bir halde olduğundan buraya nasıl geldiğinin farkında değildir. Sabaha karşı bir tepeye doğru, aydınlığa erişmek için ilerlerken karşısına bir pars, bir aslan ve bir dişi kurt çıkar. Onlardan kurtulmak için geri döneceği bir anda birden latin şairi Vergilius ile karşılaşır. Ayrıca Vergilius, Ardavirâfnâme'deki ise Suruş'u oynamaktadır. Şairi gönderen, Dante'nin genç yaşta ölmüş ilk sevgilisi Beatrice'dir. Günahkar Dante hakkında göklerde karar verilmek üzeredir, helak olacaktır. Kurtulmak istiyorsa gördüklerinden ibret alması için ahiretin her üç bölümünü ayrı ayrı gezmek zorundadır.(cennet cehennem araf) bu yolculuğunda kendisine Vergilius, yine bir diğer latin şairi Statius ve bizzat Beatrice kılavuzluk ve arkadaşlık ederler, Ardavirafname'de Suruş ve Tanrı Azer'in Ardaviraf'a yardımcı olması gibi bir şey, aslında aynısı...

Araf'ta Beatrice, ölümünden sonra kendisini unutarak geçici zevklere dalmış, günah yollarına sapmış olan Dante'yi çok acı sözlerle azarlar ve işlediği suçları itiraf ettirir. Bir tür tevbe aldıktan sonra sırasıyla kötülüklerinin üzerinde kalmış kirlerini temizlemek üzere önce lethe ve ardından da iyiliklerini pekiştirecek eunoe nehirlerine daldırarak yıkayıp temizler. Dante artık temizlenir. Neşe ve sevinç içerisinde Beatrice ile birlikte göklere doğru yükselmeye devam eder.  Beatrice, göklerde Allah'a en yakın bulunanlar arasında yerini alınca da Saint Bernard'ın Meryem aracılığıyla ricasının Allah tarafından kabul edilmesiyle Allah ile görüşme şansını yakalar. Ardaviraf ise Ahura mazda'yla görüşmüştü. İki hikaye, iki insan, benzerlik ve teklik; kısacası başarılı bir intihal... Tabi ki bilgi çağına erişinceye kadar.

Şimdi de bu iki eserdeki keskin benzerliklere bir göz atalım;

Mesela Ardavirafname’de sıralama ''araf, cennet ve cehennem'' iken;  Dante’nin, İlahi Komedya’sında; ''cehennem, araf, cennet'' sırasıyla anlatılır.
Diğer bir örnek; Ardavirafnamedeki araf, sadece mazdeist teolojisine bağımlı olarak, yerküreden başlayarak yıldızlar ülkesine (çeka daiti dağı zirvesindeki cennete) kadar her tarafı kapsayan bir bölge olarak işlenir, cennet ile cehennem arasında bir ara bölge olarak tasvir edilmektedir. Dante’nin, purgatorio'su yani araf'ı ise, bir dağın zirvesinde bulunmakta, cehennemden başlayarak cennetin ilk tabakasına kadar olan bölgeleri kapsar.

Ardaviraf, araf'tan sonra yıldızlar ülkesine varır, bir adım daha ötede ise ay ülkesine ve daha sonra güneş ülkesine varır, en son olarak da Ahura mazda’nın kutsal makamı arş-ı ala’ya erişir; Dante ise bu aşamaları daha da artırarak tasvir etmektedir.
Bir diğer örnek;  Dante, insanlığın atası Adem Peygamber’in ruhunu;  Ardaviraf ise İrani halklarca insanlığın atası olarak kabul edilen Keyumers’in ruhunu tasvir eder.
Dante ile Ardaviraf’ın aralarındaki en önemli benzerlik, dindarlığı, Tanrı'ya bağlılığı bir övünç esamesi olarak yansıtmalarıdır. Dindarlık konusunda her ikisi de, iyilikleriyle birlikte bu evrenden göçenlerin ebedi mutluluklarını müjdelemektedirler.

Bu ve bunun gibi yüzlerce benzerlik Ardavirafname ile ''Dante'nin?'' İlahi Komedyasında bulunabilir ki intihal olduğundan dolayı tüm semboller hatta anlatımlar betimlemeler bile birebir aynıdır. Mesela Ardaviraf'ın purgatorio'su vardır, Dante'nin ise araf'ı. Yazıyı uzatmamak adına bir kaç örnek verdim.



Ayrıca bu olayı resimde görüldüğü gibi  kendi köşesinde ilk olarak kamu oyuna sunan gazeteci-tarihçi Murat Bardakçı'dır. Var olan makalesini okumanızı tavsiye ederim,  güzel bir şekilde  ele almıştı bu konuyu.


Peki Dante bunu nasıl ''arakladı''. Bu ise üzerine çok düşünmeyi gerektiren bir şey değildir, nitekim literatürde Hint-Avrupa kültürü denen bir olgu vardır. Bugün Avrupa'nın etnik yapısını, dilini, dinini önemli oranda bu kültür alanı etkilemiştir, kaldı ki doğunun kadim eserleri Avrupa'da o çağlarda bilinmesin. Ayrıca bir ayrım noktası var ki bu daha önemlidir, Dante bu eserini direkt Ardavirafname'den mi intihal etti, yoksa doğu kültürünün o dönemde İslam yoluyla doğudan batıya akıyor olması sebebi ile İslami kaynaklardan yani Miraçnamelerden mi esinlendiği tartışma konusudur.
Nitekim Endülüs İslam Kültürü Uzmanı Asin Palacios, ''Dante’nin İlahi Komedya’sının İslami Geçmişi'' adıyla yapmış olduğu çalışmasında Dante'nin Peygamber'in Miraçnamesinden haberdar olduğu sonucuna varmıştır. Şu ve ya bu şekilde kültür denen olgu tarihin en karanlık dehlizlerinden bile kendine yol bulup akıyor, işte Ardavirafname İslami kimliğe bürünerek Miraçname; ''frenklinin '' güzüyle de ''İlahi Komedya'' olmuştur.

Kısaca Avrupa'nın yüzyıllardır böbürlendiği çalıntı kültürünün bizlere yutturduğu zokalardan biri de ''Dante'nin İlahi Komedyası'dır''. Avrupa her zaman kandırır, kanmamak gerek...

Özetle; İlahi komedya, Dante'ye ait değildir.

Saygılar...

Yorumlar

  1. Babek Hurremdin Turk, Iranli veya Kurt degildi, bir Azeriydi, antik Azeriler Irani bir halkti, dilleri Kurtceye de benzerdi ama Kurt degillerdi. Ayrica Aleviligin Islam'la ve Ali ile bence alakasi var. Baska dinlerden etkilenmis olabilir ama alakasi yok demek bence anlamsiz.

    YanıtlaSil
  2. Babek Hurremdin Turk, Iranli veya Kurt degildi, bir Azeriydi, antik Azeriler Irani bir halkti, dilleri Kurtceye de benzerdi ama Kurt degillerdi. Ayrica Aleviligin Islam'la ve Ali ile bence alakasi var. Baska dinlerden etkilenmis olabilir ama alakasi yok demek bence anlamsiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Azeri diye bir millet yoktur. Azeri denen halk Türktür.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlkel Komünal Bir Hareket: Mazdek İsyanı

Babek El Hürremi ve Hürremiler Üzerine Notlar

Zenc İsyanı Üzerine Notlar